Erzincan, zengin kültürel mirası ve etkileyici müzik gelenekleri ile dikkat çeken bir Anadolu şehridir. Bu şehir, geçmişten günümüze birçok türkü ve ezgi üretmiştir. Erzincan’ın müziği, yöre halkının yaşamını, doğasını ve duygularını yansıtır. Türküler, bu toprakların sesi haline gelirken, yerel ezgiler de burada doğup büyüyen insanların ruhunu besler. Erzincan'daki müzik kültürü, bölgenin tarihine, coğrafyasına ve geleneklerine bağlı olarak şekillenmiştir. Yerel sanatçılar, bu zenginliği yaşatmakla kalmaz, aynı zamanda yeni nesillere aktarır. Ayrıca, Erzincan'daki festivaller ve etkinlikler, bu geleneklerin daha da canlı tutulmasına ve geniş kitlelere ulaşmasına olanak tanır. Erzincan'ın müziği, yalnızca yerel halkın değil tüm Türkiye'nin kültürel zenginliğine katkı sağlar.
Erzincan, tarihin derinliklerine uzanan bir müzik kültürüne sahiptir. Bölge, tarihi İpek Yolu üzerindeki konumuyla çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Bu durum, müziğin de birçok farklı etkenden beslenmesine neden olmuştur. Yüzyıllar boyunca Türk halk müziği, burada farklı şekillerde var olmuştur. Dede Korkut masalları, bölgenin müziğine ilham vermiş ve halen dillerden düşmeyen eserler hâline gelmiştir. Mesela, Erzincan türkülerinin pek çoğunda, bu efsanevi hikâyelerin izlerini görmek mümkündür.
Müzik, sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir bağ kurma şeklidir. Erzincan'da yerel halk, farklı yaşam olaylarında müziği bir ifade biçimi olarak kullanır. Düğünlerde, festivallerde ve bayramlarda, Türküler coşkuyu artırır. Yerel müzisyenler, geleneksel müziği yaşatmak için titizlikle çalışır. Unutulmaması gereken gerçek, müziğin sadece geçmişle bağ kurmakla kalmayıp, bugün de yaşatılması gereken dinamik bir süreç olduğudur.
Türküler, Erzincan'ın müzik kültürünün en temel taşlarındandır. Geçmişte yaygın olarak söylenmiş birçok türkü, günümüzde hâlâ hatırlanır. Bu türkülerin pek çoğu, aşk, doğa, göç ve ayrılık temalarını işler. Özellikle “Kara Tren” ve “Harmandalı” gibi türküler, Erzincan’ın yerel halkı tarafından severek söylenir. Bu türküler, duyguları ifade etmenin yanı sıra, geçmişin izlerini taşıyan önemli kültürel miraslardır.
Özellikle, Ahmet Şafak gibi sanatçılar, Erzincan'ın yerel türkülerine özgün yorumlar getirmiştir. Onların müziği, geçmişle geleceği buluşturma açısından büyük bir öneme sahiptir. Türkülerin sözleri ve melodileri, çağlar boyunca nesilden nesile aktarılır. Bu nedenle, Erzincan'daki her türkü, bir hikâye anlatma işlevi görür. Her melodi, dinleyicinin düşüncelerine ve hislerine dokunan bir kapı aralar.
Yerel müzik aletleri, Anadolu'nun geleneksel müzik kültürünün vazgeçilmez unsurları arasındadır. Erzincan'da en çok bilinen ve kullanılan müzik aletleri arasında cura, tambur ve klarnet yer alır. Bu aletler, geleneksel müziğin icrasında önemli bir rol oynar. Özellikle cura, halk arasında her toplumsal olayda sıkça tercih edilen bir enstrümandır. Melodisi, dinleyicilerini derinden etkileyen bir yapıya sahiptir.
Tambur, geniş ses aralığı sayesinde çok çeşitli melodilerin oluşturulmasına olanak tanır. Bu özelliği, tamburu; Türk halk müziğinin vazgeçilmez parçalarından biri hâline getirir. Klarnet ise, özellikle halk oyunları ve kutlamalarda ritmi sağlamada kullanılmaktadır. Bu aletler, müziğin dinamik yapısını ortaya koyar. Yerel müzisyenler, bu efsanevi enstrümanları ustalıkla çalarak, hem geçmişin hikâyelerini yaşatır hem de güncel melodilerle bir araya getirir.
Erzincan’da düzenlenen festivaller, müzik kültürünün canlı tutulması açısından önemli bir yere sahiptir. Her yıl düzenlenen Erzincan Uluslararası Folklor Festivali, hem yerel sanatçıları hem de uluslararası sanatçıları bir araya getirir. Bu festivalde, geleneksel müzik, dans ve diğer kültürel etkinliklerle müzik dolu bir atmosfer oluşturur. Katılan gruplar, yerel halk katika önemli bir etkileşim içerisindedir.
Festival dışında, yıl boyunca düzenlenen diğer etkinlikler de müzik kültürünü zenginleştirir. Yerel sanatçılar, konserler ve gösterilerle halkla buluşur. Bu etkinlikler, sadece izleyiciler için değil, aynı zamanda müzisyenler için de bir öğrenme ve paylaşma ortamı yaratır. Şehrin sokakları, müziğin efsanevi sesleriyle yankılanırken, kültürel miras öne çıkar. Bu nedenle, Erzincan’daki festivaller, müzik kültürünün korunmasına ve yaşatılmasına katkıda bulunur.